Mevsimlerden sonbahar. Bedenimize depresif hallerin yüklendiği, sürekli uyumak istediğimiz, bazen kolumuzu kaldırmaya üşendiğimiz mevsim. Ben yaz çocuğuyum aslında; pek sevmem soğuk havaları, puslu günleri. Coğrafi bölge olarak tüm mevsimleri görmemizin avantajları da var tabi. Üzerimizdeki depresif havadan kurtulmak, mevsime inat kendimizi dışarı atmak, doğaya dönmek istiyorsak en güzel rotalardan biri bence Yedigöller.
Yedigöller; adından da anlaşılacağı gibi 7 gölden oluşuyor. Nazlıgöl, Kurugöl, İncegöl, Sazlıgöl, Deringöl, Büyükgöl ve Seringöl. Bolu yolu üzerinden Yedigöller tabelasını takip ederek gidebilirsiniz. İstanbul’ dan 3-3,5 saat mesafede, yol virajlı ve dağ yolu ama çok zorlamıyor. Yolun sonunda manzaranın büyüsüne kapılınca öncesini unutuyorsunuz zaten.
Yeşilin her tonunu bünyesinde barındıran koskoca bir tabiat parkı karşılıyor sizi. Doğanın içinde kaybolabileceğimiz, benliğimizi unutup ruhumuzu doğanın ritmine bırakabileceğimiz eşsiz yerlerden biri. Ziyaretçilerine hem piknik hem de konaklama imkanı sunuyor. Bence piknikten ziyade konaklama yaparak tamamen doğayla başbaşa kalmak lazım. Telefonun yer yer çekmediği, hep şikayet ettiğimiz ama bir türlü vazgeçemediğimiz internet ağından uzak, doğayla başbaşa kalabileceğimiz ruh detoksu için ideal bir yer. Hele ki sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinde tam bir renk cümbüşü.
Konaklama için bungalovlar bulunuyor. Ama en yaygın ve vazgeçilmez olanı tabii ki çadır kurma imkanı veren kamp alanı. Sakın kendinize yenik düşmeyin. Soğuktur ben kalamam üşürüm diye düşünmeyin. Mevsime teslim olmayın. Her mevsimin tadını doyasıya çıkarın. Keşke yerine iyi ki diyebileceğiniz anılar biriktirin. Doğanın ve mutluluğun mevsimi yoktur.
Hadi bir cesaret toplayın sırt çantanızı ve bu haftasonu yola koyulun. Huzurunuz daim, mutluluğunuz bol olsun.
Doğayla kalın.
0 Yorum